"Taco" demiştik!

Tribün organizasyoları denince buradaki seyirciler haliyle 3 büyüklerin tribünleriyle karşılaştırılamaz ama yine de kendilerince artıları var. Gözlemlerime göre sadık ve coşkulular, işi ciddiye alıyorlar ve her maça düzenli olarak gelen azımsanmayacak bir orkestraları bile var.

Burada hoşuma giden şeylerden birisi, ilk 5lerin anonsu sırasında, rakip oyuncuların ismi anons edilirken tüm Izzone'nun gazete okur gibi yapıyor (maç öncesinde bu olay için gazete şeklinde hazırlanmış maç bültenleri dağıtılıyor) olması. Rakip oyuncu anons edilince hep bir ağızdan "Who cares" deniliyor, gazeteler katlanıyor ve bizim takımın sıradaki oyuncusunun isminin anaons edilmesi beklenirken "ooooooooo" sesleri yükseliyor ve "sabit halay" (kelime bulamadım kusura bakmayın) çekiliyor.

Geçen maça dönersek, bizimkiler maçta 68'e ulaşınca birden tüm seyirciler hep bir ağızdan "We want taco" diye bağırmaya başladılar. Ben şaşkın bakışlarla etrafı süzerken yanımdaki bayan olayı bize açıkladı. Eğer bizim takım 70 ya da 70'in üstünde sayı atarsa, biletleri okulun hemen yanındaki Taco Bell isimli meksika "fast-food" restoranına götürünce bir adet "taco" alabiliyormuşsunuz.

Böyle organizasyonların yanında doğal olarak hemen her basketbol salonunda olduğu gibi (varoluş sebeplerini anlayamadığım) ponpon kızlar, maç arasında çeşitli etkinlikler vb oluyor. Ama bir İTÜ mezunu olarak benim dikkatimi çeken önemli hususlardan birisi ise tribünlerdeki kişiler. Konunun sapmaması için bunu fazla açmayacağım ama sadece birçok İTUlunun sırf bu yüzden bile maçlara gelebileceğine inandığımı söylemek istiyorum*.

Zafer seni de bekleriz bir gün!

*Bu açıklamadan sonra, benim sezonluk bilet alma sebebimin sadece basketbol seyretmek olduğunun altını çizmek istiyorum.

Yorumlar

Zafer dedi ki…
Çok isterim ben de oradaki tribun ortamını solumayı, kısmetse gelirim bir gün :)
Yalnız bilet alma nedenin hakkında süphelerim var. "taco" olayını yanındaki bayan durduk yere izah etmis olamaz. Senin sormus olman lazım!

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Adın ne?"

Skibbe!