Kayıtlar

Kasım, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

You give love a bad name

Resim
Sorsan kendilerine taraftar deyip, takımlarını çok sevdiklerini söylerler. Ben de bu taraftar sevgisini Bon Jovi'ye sorunca bana şu bağlantıdaki şarkısını dinlememi söyledi. Şarkıdan bir bölüm: ... Oh! You're a loaded gun, yeah Oh! There's nowhere to run No one can save me The damage is done I play my part and you play your game You give love a bad name Hey, you give love a bad name

Soğuk Savaş'ın Ardından

Resim
Soğuk Savaş 6 Ekim 2001'de son buldu. Michigan State, University of Michigan ile arasındaki rekabetin büyüklüğünü göz önüne alarak, rakibine karşı kendi evinde oynayacağı maçı 7000 kişilik buz hokeyi salonu yerine 75000 kişilik amerikan futbol sahasına taşıyınca bir buz hokeyi maçındaki seyirci rekorunu kırmış oldu o tarihte. 3-3 sonlanan o maç, buz hokeyindeki "Soğuk Savaş" olarak adlandırılır. Soğuk savaş dönemi bitti bitmesine ama rekabet hala devam etmekte. 3 kere şampiyonluk yaşayan (sonuncusu 2007'de) MSU Spartans, bu hafta 2 gün içersinde ezeli rakibi U-M Wolverines (5 şampiyonluk) ile 2 kere karşılaştı ve iki maçtan da galip ayrıldı (13 Kasım'da deplasmanda 3-2, 14 Kasım'da kendi evinde 2-0). Anlaşılan soğuk savaşın ardından oluşan yeni dönem bazılarına pek yaramamış: " Losers !!!"

Sex is back in rock and roll!

Resim
Geçenlerde Sting'in (Police) King of Pain şarksını Alanis Morissette'den dinlemek için Youtube'da arama yapıyordum. Şarkının ismini "Queen of Pain" olarak yazınca umduğumdan farklı şeyler de buldum. Karşıma Devil-Doll ismini kullanan Colleen Duffy isimli Amerikalı bir şarkıcı çıktı. Dinlediğim birkaç şarkısı hoşuma gidince internet sitesini ziyaret ettim ve su iddaalı demeciyle karşılaştım: Colleen Duffy created Devil Doll one late, smoky evening, many blue moons ago with the mission of putting sex back into rock and roll. Deciding that the world of music had not heard the truth since Joan Jett and Jonny Cash, and hadn't blushed since Mae West, she grabbed her bass, a microphine and hit "record." Bu hedefine ulaŞmada ne kadar başarılıi olabilir henüz kestiremiyorum ama bazı şarkıları dinlemeye değer bence. Mesela Bourbon in your eyes isimli şarkısı. İlgilenenler için sitesinin adresi ise şu : www.devil-doll.com

"Taco" demiştik!

Resim
Tribün organizasyoları denince buradaki seyirciler haliyle 3 büyüklerin tribünleriyle karşılaştırılamaz ama yine de kendilerince artıları var. Gözlemlerime göre sadık ve coşkulular, işi ciddiye alıyorlar ve her maça düzenli olarak gelen azımsanmayacak bir orkestraları bile var. Burada hoşuma giden şeylerden birisi, ilk 5lerin anonsu sırasında, rakip oyuncuların ismi anons edilirken tüm Izzone'nun gazete okur gibi yapıyor (maç öncesinde bu olay için gazete şeklinde hazırlanmış maç bültenleri dağıtılıyor) olması. Rakip oyuncu anons edilince hep bir ağızdan "Who cares" deniliyor, gazeteler katlanıyor ve bizim takımın sıradaki oyuncusunun isminin anaons edilmesi beklenirken "ooooooooo" sesleri yükseliyor ve "sabit halay" (kelime bulamadım kusura bakmayın) çekiliyor. Geçen maça dönersek, bizimkiler maçta 68'e ulaşınca birden tüm seyirciler hep bir ağızdan "We want taco" diye bağırmaya başladılar. Ben şaşkın bakışlarla etrafı süzerken yanımdaki

We want taco!

Resim
Nihayet Kolej basketbol sezonunu bu cuma açtık. MSU Spartans kendi evinde Florida GulfCoast'u ağırladı ve sezonun ilk resmi maçında zayıf rakibini 97-58 yendi. Umarım hayatımda ilk defa aldığım sezonluk bilet Spartans'a uğurlu gelir ve böyle galibiyetleri sıklıkla görürüz. Maç ile ilgili söylenecek fazla bir şey yok. Geçen sene (biraz süpriz de sayılsa) final oynayan takımdan çok fazla bir kayıp olmadı ve genç kadro biraz daha tecrübelendi. Rakip de zayıf olunca ortaya MSU için kolay bir maç çıktı. Benim burada asıl değinmek istediklerim ise tribünler ve organizasyonla ilgili bazı gözlemlerim. MSU'nun basketbol salonu Breslin Arena'ya adım atar atmaz kapasiteyi yuvarlak hesap yaparak hesapladim. Gerçek kapasite olan 16280 (wiki) benim tahminime (15000) oldukça yakın sayılır. Salonun kapasitesinin Abdi İpekçi'ninkinden (12500) büyük olduğu ve her seyirciden önemli miktarda gelir elde edildiği düşünülürse (bilet fiyatları 13, 22 ve 30 dolar) durum bırakın bizim üniver

Reklamlar

Resim
Beyaz ve Erdal Özyağcılar'ın oynadığı banka reklamında Erdal Abi sorar: "Issız bir adaya düşsen yanına alacağın üç şey ne olurdu?" Beyaz da verir cevabı: "Nüfus cüzdanım, TC kimlik numaram ve cep telefonum." Özetle bir cep telefonuyla anında kredi talebinde bulunabileceğimizi anlatmaya çalışmışlar reklamda. Ancak bunu yaparken çok basit birkaç mantık hatası yapıp ıssız adadaki adamın üç dilek hakkından birini heba etmişler. Nüfus cüzdanlarının üzerinde zaten TC kimlik numarası da yazar. Ha Beyaz'ınki eski diyelim, o zaman sadece TC kimlik numarası yetmiyor mu? Kimliğe ne gerek var ki? Bir de TC kimlik numarası yanında götürebileceğin türden bir şey değildir ki! Tartışılır. Yakışıklılığıyla dünyaya (özellikle Arabistan) Kıvanç Abimizi uzun zamandır bir şampuan reklamında izliyoruz. Kendisi meslek olarak oyunculuğu, özel hayatında da dans etmeyi, kumsalda koşmayı ve basketbol oynamayı seçmiş. Tabi bir de kullandığı şampuanı seçmiş. İçerik olarak ürünün daha ön

He is crazy like a fool... He is Harry, Harry Kewell

Resim
Geçenlerde yine seyredemediğim bir maçın gollerini youtube'dan izliyordum. Kewell Ali Sami Yen'de bir gol daha atmıştı. Bucaspor maçıydı sanırım. Gol çok önemli değil de, dikkatimi çeken şey Kewell'ın gol atmasından sonra çalan şarkının farklı olmasıydı (bkz Daddy Cool). Ekşisözlük'ten işin aslını öğrendim. Öğrendiğim bir başka şey ise Harry Kewell'ın bu kadar seveni olduğu. Akıllara ziyan yourmlar var, bakmanızı tavsiye ederim. Neyse, sonra şöyle bir site karşıma çıktı: http://www.fanchants.com/ Bu sitede, önde gelen Britanya takımlarının tezahüratlarını dinleyebiliyorsunuz. Hoşuma gitti. Aşağıdaki sözler MANUlular tarafından City'lilere "Hamşerim, sen İstanbul'a UEFA finali için biraz zor gidersin," anlamında söylenen tezahaüratın sözleri. Kendisini sitede dinleyebilirsiniz: Istanbul Istanbul they're not going, Istanbul Istanbul they lied, Istanbul Istanbul they're not going, They're not going cause they're f*cking s*ite! Bu tr