Kayıtlar

Mart, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Let's Go State

Resim
Bu haftasonu kendimi şanslı hissediyorum bir spor izleyicisi olarak. Herşey Cuma akşamı başlamıştı aslında. Önce "Sweet Sixteen" (lütfen yanlış anlamayın) karşılaşmasında Michigan State Spartans geçen senenin şampiyonu Kansas'ı devirdi, hem de son dakikaya kadar tüm maç boyunca sadece 1 kez 2 farkla öne geçmesine rağmen. Cumartesi öğlen ise birkaç Türk arkadaş toplandık, bizim için diğer -ama daha önemli- milli maçı izlemeye koyulduk: İspanya-Türkiye. Teknik analizi Zafer yapsın, ama ben gördüm ki futbol kültürle mültürle olmuyor. Gücümüzün, tekniğimizi, fiziğimizin yetmediği maçtan boynumuz bükük ayrıldık ve Sabri'nin İspanyol versiyonu olan Sergio Ramos bizim forvetlerden daha çok pozisyona girdi. Belki Sabri oyuna daha önce girse işler değişirdi!!! Birkaç saat sonra (gece 2:00) F1'de ilk yarış var. Uyanık kalabilirsem ona da bakacağım. Pazar gününün asıl etkinliği ise NCAA "elite 8" mücadelesi: Michigan State Spartans - Louisville Cardinals. Midwest&#

Futbol Kültürleri

Resim
Hamburg maçından sonra yanlış hatırlamıyorsam Ercan Taner’di “Galatasaraylı futbolcular rakibin bir Alman takımı olduğunu –ya da Alman ekolünden olduğunu-, maçı doksan dakika boyunca bırakmayacağını unuttular” diyen. Gerçi bu genellemeyi yapan birçok insan var, Lineker gibi, ve konu sadece Almanlarla ilgili de değil. Tekniği olmayan fiziğe dayalı Iskandinav ekolü de var, yan toplarla oynayan Ingiliz ekolü de. Brezilya ekolünü ve her dönem yeni bir Maradona adayı çıkaran Arjantin ekollerini saymama gerek bile yok aslında. Daha da özele gidebiliriz. Gerets’in ikinci sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde rakip PSV’ydi ve yanlış hatırlamıyorsam bazı önemli oyuncularını, ama daha da önemlisi forvetlerini satmışlardı. Hollanda’dan gelen bir gurbetçi amcayla konuşuyordum, ben konuyu dile getirip Galatasaray’ı favori gösterince, başını acıyla sallayıp, PSV’nin her zaman çok iyi forvetler keşfettiğini, durumun bu sene de farklı olmadığını ve PSV karşısında Galatasaray’ın işinin çok zor olduğunu söyled

F1 de sezon öncesi

Resim
Formula 1 de yeni sezon bu hafta sonu Avustralya'da başlıyor. Her sezon öncesinde olduğu gibi FIA bu sezon öncesinde de bazı kuralları değiştirdi veya yeni kurallar getirdi. Yapılan kural değişikliklerinde temel amacın harcamaların azaltılması ve araçların dayanıklılığının artırılması olduğu ifade edildi. Çok ayrıntıya girmeden bu değişikliklere bir göz atalım: *10 senelik uzun bir aradan sonra oluksuz lastiklere geri dönülecek. Bu şekilde araçlardaki mekanik yol tutuşun artıp, yarışlarda daha fazla geçiş olacağı düşünülüyor. Ancak, oluklu lastiklere geçişte de aerodinamik yol tutuşun artıp daha fazla geçiş olacağı düşünülmüştü. Yani bir deneme yanılma olayı göreceğiz tekrardan. Kısacası bu değişikliğin geçişleri nasıl etkileyeceğini diğer faktörler de belirleyecek. *Lastiklerden sonra en belirgin değişiklikler aerodinamik yapılarda görülmekte. Öncelikle gövdelerdeki delikler, bacalar, kanatçıklar... vb gibi teferruatlar artık olmayacak. Gövdeler daha temiz bir görünüme sahip olac

GS 0-1 Es-Es

Resim
Maç öncesi: Kötü bir şekilde kaybedilmiş Hamburg maçı sonrasında moralsiz takımımıza "destek" olmak amacıyla 5 kişi toplandık maça gittik. Rakiplerin hepsinin puan kaybetmiş olması şampiyonluk için bir umut demekti herkes için. Stada girer girmez doluluğa baktım, "Eh işte". En yoğun tribün deplasman takımınınkiydi. Maç öncesinde oyuncuların tribünlere çağrıldığı kısma yetişemedim, merak ettim sordum "Lincoln çağırıldı mı? Nasıl geldi?" diye. Lincoln çağırılmış, taraftar görevini yapmış, ancak Lincoln biraz soğukmuş, "O kadar çağırdılar, gideyim bari" havalarındaymış. Yine yedek bırakılmış! Bülent Hoca'yı aradı gözlerim bu sefer ,"nasıl bir mont giymiş, Kürklü mü, rengi ne, kemerli mi" diye. Üzerinde kulübün yağmurluğu vardı sadece. Şaşırdım. Kürksüz Bülent Hoca, yelesiz aslan gibi gözüktü! Maç: Oyunun kontrolü maçın başından sonuna kadar Eskişehir'indi. İstedikleri gibi oynayıp zaman geçirdiler. Topu alan Eskişehirli, öze

Çekirge'ye ne oldu?

Çekirge bu sefer sıçrayamadı! Alınan riskler, yapılan değişiklikler bu sefer işe yaramadı. Bülent Hoca malesef yenilgiyle, acı bir şekilde, tanıştı. Kadıköy'de final olmayacak iş değildi, sahada olmayacak işler olmasaydı! Bütün sakat ve cezalılara rağmen bir şekilde 2-0 öne geçen bir takım, üstelik kendi evinde, 5 dakika içinde nasıl erir ona şahit olduk bu akşam. Sezon boyunca takımın en verimli 2-3 oyuncusundan biri 2 haftada nasıl kaybedilir onu gördük. (Lincoln sütten çıkmış ak kaşık değildir, ancak sidik yarışına kurban gitmiştir.) Galatasaray'ın kurtarıcısının Hasan Şaş olduğunu gördük, Hasan Şaş'ı da kaybettik. Her duran topun başında Sabri'yi gördük (senelerdir görüyoruz!!!), pozisyonları kaybettik. Maçı kaybettik. Turu kaybettik. Hayallerimizi kaybettik. Hamburg kendini zorlamadan turu geçti. Bu noktadan sonra Galatasaray toparlanıp ligi ilk 3 sırada bitiremezse gelecek sene Avrupa'ya gitme şansını da kaybedecek. Kısa kollularla maçı bir süre daha sezon aç

Kapağa devam

Resim
İnzaghi bana kapak bırakmaya devam ediyor. Formadaki sayı kadar yaşamaz herhalde ama yaşadığı sürece kapak bırakacak gibi. (itdurmaz kardeşim, anlat bir ara nasıl gol atıyor bu adam)

Ümit'ten veda

Resim
Ümit beklenen vedayı bu bu haftasonu yaptı, futbol "oynamayı" bıraktı. Ağladı ve ağlattı. Helal olsun. Kendi söylemiyle "Her son yeni bir başlangıçtır". Saha dışındaki - teknik direktörlük - hayatında bol şanslar ve başarılar diliyoruz. "I believe Umit would make a good coach".

We've Only Got One Player!

Resim
Middlesbrough'nun Riverside'da Portsmouth ile oynadığı maçta taraftarlar oyuna, oyunculara, yönetime... isyan etmişler. Top kimin ayağına gelirse gelsin, Tuncay hariç, oyuncuları ıslıklamışlar. İsyan etmekte pek de haksız sayılmazlar, lakin böyle giderse takımları küme düşecek. Maç sırasında bazı taraftarlar "One man. We've only got one man" tezahuratı yapmış Tuncay için. Pek de yabancı bir durum değil! Fenerbahçe'de de benzer şeyleri yaşamıştı. Takımın en kötü zamanlarında sahada sadece Tuncay vardı, Tuncay konuşuluyordu. Yaşanan bu olay Middlesbrough'yu nasıl etkiler, Tuncay takım arkadaşlarından nasıl tepkiler alır, taraftarları böler mi, yönetim ne yapar bilmem ama yürü be Tuncay, kim tutar seni!

"5 yeşil ışık" için son 10 gün

Resim
Formula 1 de yeni sezonun başlamasına kısa bir süre kaldı. Takımlar yeni arabalarını test etmeye devam ediyor. Formula 1'in çiçeği burnunda takımı Brawn GP F1 Team, bu testlerin en göze çarpan takımı. Ferrari de fena performans göstermiyor. Ancak McLaren sezona en hazır olmayan takım gibi gözüküyor, ki kendileri de bu durumu kabul ediyorlar . Zevkli, çekişmeli bir sezon için geç olmadan toparlanmalarını diliyorum.

Bu haftasonu

Resim
Rooney Liverpool nefretini sahaya yansıtamadı veya sahaya sadece nefretini sahaya yansıtabildi. Gerrard ve tayfası Old Trafford'da futbol oynamaya devam ettiler. Real'den sonra Manchester'a da 4 atıp ... (Man Utd 1-4 Liverpool). Arshavin Arsenal için ilk gollerini (x2) Blackburn'e attı (Arsenal 4-0 Blackburn). Real Madrid fazlasıyla olaylı geçen Bilbao deplasmanından 5-2'lik galibiyetle ayrılmayı başardı. Heinze golü atınca çok sevinmişti. "Neden bu kadar sevindi ki" derken anladım neden olduğunu. Kendi kalesine de gol atacakmış! Casillas'ın yediği 2. gol de herhalde nazarlıktı. Bu aralar o kadar çok önemli kurtarış yapmıştı ki böyle bir hata ancak bu şekilde bir inançla açıklanabilir. "Ne yaptın Rüştü!" Barcelona biraz zorlanarak da olsa kazandı (2-0). Bu zorlanmada Almeira kalecisinin de büyük payı vardı. Atılan gollerde, özellikle 2. gol de, ceza sahasında atılan çalımlar ve yapılan kısa paslar görülmeye değer. İtalya'da haftanın en ö

Sabri-Kewell-Hakan-Volkan...

Resim
İki tarafın da kontrollü bir başlangıcı tercih ettiği bir maçtı. Ceza sahaları arasında gidip gelen oyundaki dengeyi Ayhan bozdu (1-0). 60 m depardan sonra dağa taşa atmasını beklerken çok düzgün bir vuruş yaptı Ayhan, gerçekten tebrik etmek gerekir kaptanı. Galatasaray'ın bu golü, bu sezon kontra ataktan attığı ilk gol oldu yanlış hatırlamıyorsam. Bu dakikadan sonra Hamburg yakaladığı pozisyonları değerlendiremeyince, daha doğrusu De Sanctis kalesinde gole izin vermeyince devre 1-0 bitti. İkinci yarının başında basit bir yerleşim hatasından gelen golle durum 1-1 oldu. Golden sonra skoru başarıyla koruyan ve 2. gol için fırsat kollayan Galatasaray'a, Hamburg yerine hakem önemli bir darbe vurdu. Bir şeyi kırk kez söylerseniz olurmuş. Hafta içinde Meira'nın gidişinden sonra, defans şöyle olacak, birtek Emre kaldı, Galatasaray ne yapacak... derken Galatasaray Emre'yi de kaybetti. Getirin kınaları! Maçın geri kalan bölümünde defans dörtlüsü Sabri-Kewell-H.Balta-Volkan ol

Bizim olan, kalan sağlar

Şampiyonlar Liginde bir eleme turu daha sona erdi. Bu sezon için çeyrek finale kalabilen takımları kutlarız. İngilizler tam kadro çeyrek finaldeler, İtalyanlar ise "0" çekiyorlar. Zaten son dönemde Milan'ın ayağına bakıyorlardı. Liglerin kalitesini değerlendirebilmek için aydınlatıcı bir durum. Çeyrek finaldeki takımlar; İngiltere: Manchester United, Liverpool, Chelsea, Arsenal İspanya: Barcelona, Villareal Almanya: Bayern Munich Portekiz: Porto

Man Utd 2-0 Inter

Resim
Maçın hikayesi; Mourinho maçın başında ümitlidir, ancak daha yerine oturamadan Vidic golü atar (Dakika 4, 1-0). Oyun ortada gibi gözükse de işler Sir'ün istediği gibi gitmektedir. İlk yarı 1-0 biter. İkinci yarı başlar. Yine ilk dakikalarda Manchester CR7 ile durumu 2-0 yapar (Dakika 49). Maç 2-0 biter, Mourinho üzülür, Inter Avrupa'dan yine eli boş döner. "Sırf karizma" Mourinho yetmez turu geçmeye! ***Aslında beklenen oldu. İtalyadaki ilk maç ve Inter'in son zamanlardaki formsuzluğundan sonra bu maçın favorisi Man Utd.dı. Inter zaman zaman etkili olduysa da çok az gol pozisyonu bulabildirler. Buldukları da direkten döndü. Man Utd turu hakeden taraftı. "Takım" olarak hücumda ve defansta çok başarılıydılar. Çok zorlanmadan tutu geçtiler. İki taraf da önlerindeki maçlara bakacak artık.

Nasıl yani?

Resim
Hafta başında Nurullah Sağlam'ın görevden ayrılmasından sonra teknik direktörsüz kalmıştı Gaziantepspor. Anadolu kulüplerinin teknik direktör konusunda her zaman ince eleyip sık dokuyan anlayışından dolayı ertesi gün yeni bir teknik direktörün imza atmasını bekliyordum. Acaba hangi tilki kürkçüsüne geri dönecekti. Ben bunu merak ederken çok garip haberler okumaya başladım internet sitelerinde. Bu haberlere göre kulübün basın sözcüsü Mehmet Kızıl aynen şunları demiş: ''Gaziantepspor'un adına yakışacak, bu yükü taşıyabilecek, iddialı, hırslı, kaliteli bir teknik adamın peşindeyiz. Başkanımız çalışmalarını büyük titizlik içinde sürdürüyor. Yeni hocamızın Konyaspor maçını tribünde izlemesini planlıyoruz. Bu isim belki de süper bir isim olacak. Mesela İngiltere'nin Chelsea takımından bir süre önce ayrılan Brezilyalı teknik direktör Luiz Felipe Scolari de olabilir''. Nasıl yani? Bunu söylemek çok büyük bir cesaret ister. Yarın öbür gün Scolari'ye sorarlar, &qu

Napoli'de bir Donadoni

Resim
2005'te başına geçtiğinde İtalya Seri C1'de mücadele eden takımını Seria A'ya çıkartan Edoardo Reja, Napoli takımındaki görevinden ayrıldı. Bu ayrılıktan pek memnun olmasa da takımın geleceği için böyle bir değişikliği uygun gördüğünü söyleyip, örnek bir davranı şla, onuruyla bırakmış takımı. Yerine gelen Donadoni'ye de bol şans dilemeyi unutmamış. Donadoni'den benim pek bir ümidim yok ama yine de Napoli'yi 80'lerin sonlarındaki ününe kavuşturup kavuşturmayacağını zaman gösterecek.

İyi olan kazandı

Resim
Maçtan önce ne düşünüyordum? Liverpool büyük ihtimalle ilk maçtaki skoru korumak için oyunu ağırdan alır, defansa gömülür ve kontra ataklarla bulacağı bir golle tur için büyük avantaj sağlar. Real maçın başında gol bulabilmek için ilk dakikalarda baskı kurmaya çalışır. Liverpool defansını geçmekte büyük ihtimalle zorlanır. Düşük bir ihtimalle de olsa bir duran toptan gol bulursa o zaman güzel, çekişmeli bir maç olur. Sonuçta Liverpool'un turu geçme ihtimali daha yüksek. Peki ne oldu? Maç başlar başlamaz Liverpool, Real sahasına yerleşti ve boğmaya başladı. Henüz 2. dakikada Torres, Cannavaro'ya çalımı basıp (Cannavaro'yu bakkala gönderdi) Casillas ile karşı karşıya kaldı ancak Casillas Real için hezimeti ertelemeyi başardı. 16. dakikaya kadar Liverpool geldi Casillas kurtardı,Liverpool geldi Casillas kurtardı... 16. dakikada önce Cannavaro sonra da Pepe'nin yaptıkları zincirleme hatalar sonucunda 3 Liverpool oyuncusuyla karşı karşıya kalan Casillas bu sefer gerçekten

Meira gitti geldi gitti...

Resim
Birkaç haftadır Zenit'e gideceği söylenen Meira'nın transferi en sonunda gerçekleşti gibi gözüküyor. Bu transferin Galatasaray için iyi mi kötü mü olduğu zamanla anlaşılır. Ancak bonservis bedeli olarak alınacağı söylenen 6 milyon Avroluk bedeli biraz garip buldum. Bir hafta önce Zenit'in 7 milyon Avro önerdiği ama Galatasaray yönetiminin takımdaki sakatlıklardan dolayı bu transferi onaylamadığı söyleniyordu. Bu hafta da sakatlıklar devam ediyor ve Zenit'in yeni teklifi 6 milyon Avro. Gariptir yönetim bu sefer "Varım!" demiş. Sonuçta 4.5 milyon Avro ödenerek alınan bir oyuncudan kar etti kulüp. Amaaaaa, şayet 7 milyon Avroluk ilk teklif doğruysa ortada Galatasaray yönetimi adına çok vahim bir durum var. Transfer için 2 günü kalan Rus kulübüne yüksek fiyat önermesi gerekirken daha düşük bir teklifi nasıl kabul edebildiler? Dilerim 7 milyonluk teklif doğru olmayan bir tekliftir!

Hetfield hastanelik olmuş

Resim
Metallica'nın İsveç'te vereceği konser öncesinde Hetfield midesinden rahatsızlanıp hastaneye kaldırılınca grup konsere çıkamamış. Geçmiş olsun diyoruz kendisine. Lars grup adına "çok, çok, çok özür" dilemiş ve "inanın Rob, Kirk veya beni dinlemek istemezsiniz" diye de eklemiş. İsveçliler konserin olmayışına mı Hetfield'ın hastalandığına mı üzülsünler bilememişlerdir herhalde.

Dexter Emre

Resim
Emre son haftalarda başına bir iş gelmeden, sakatlanmadan oynuyor ve her geçen maç daha fazla etkili oluyor. Milli Takım için yaklaşan İspanya maçları öncesinde sevinebileceğimiz bir durum bu. Ancak Emre'nin performansı kadar agresifliği de oldukça arttı. Savaşmak, hırslı olmak güzel de, abartmamak lazım. Kendisine yapılan faullere söylenmeyi geçti arkadaşlarına yapılan faullerden sonra bile gaza gelip rakibe tehlikeli karşılıklar veriyor. Kayseri maçında karşılık vermeyi de aşıp rakibe tehditler savurdu. Kısacası Emre psikopata bağladı! Dexter Emre! Gattuso bile yapmamıştı böylesini.

Filippo Inzaghi

Resim
Hala atıyor! Nasıl bilmiyorum ama Filippo Inzaghi gol atmaya devam ediyor. Filippo attıkça ben futboldan anlamadığımı düşünüyorum. Bugün de eski takımına acımadı, Atalanta maçında üçlemesini yaptı ve Milan formasıyla 108 gole ulaştı. Yine skoru umursamadan deliler gibi sevindi, çocuklar gibi şendi.

Euroleague ve Partizan

Resim
Bundan birkaç sene önce Efes Pilsen'in Abdi İpekçi'de Partizan'ı konuk ettiği maça gitmiştim. Efes'in evinde yenilmez olduğu zamanlardı! Oyuncular ısınmaya çıkıp, Partizan oyuncularına baktığımda "Bu oğlanlar kim ya?" dedim, sanki A Takım liglerinde deplasmana gitmiş, dönüşte kaza yapmış, İstanbul'a da yıldız takımlarıyla gelmişlerdi. Bir takımda 10 Valentin Pastal misali! Kolay bir galibiyet olacağını düşünmüştüm. Ancak Dusko Vujosevic'in talebeleri kolay teslim olmadılar. Maçın sonuna kadar zorladılar, ellerinden geleni yaptılar. Efes maçı tecrübesiyle alabildi. Bir sinyal, bir ışık... artık ne dersek diyelim, onu görebiliyordunuz Partizan takımında. Birkaç sene sonraki duruma bakarsak, sağlam bir altyapı, iyi bir ekol ve hoca, takım içi huzursuluk yaratmayacak mütevazı transferler, sabırlı bir yönetim, genç ve aç bir kadro ile Partizan bugün Euroleague'de son 8'de. Son maçlarında yeni salonları Belgrad Arena'da Panathinaikos'u 63-5

Yabancı Madde

Resim
Taşlar ve bozuk paralarla başlayan "yabancı madde" kavramı su, bira, şarap şişeleri, yumurtalar, domatesler, domuz kafaları, koyun bacakları, metal çubuklar, cep telefonları ve motosikletle kapsamını iyice genişletmişti (şimdilik aklıma gelenler bunlar). Dün akşam oynanan Ankaraspor - Beşiktaş maçında bu maddelerin içine nurtopu gibi bir jant kapağı eklendi. Hayırlı uğurlu olsun!

Hoş geldin Kenan Sofuoğlu!

Resim
14 ayaktan oluşan Dünya Supersport Motosiklet Şampiyonası'nın ilk ayağı Avustralya Phillip Island'da yapıldı. Medar-ı iftiharımız Kenan da yarışı kazanarak sezona güzel bir başlangıç yaptı. Eline ayağına sağlık Kenan! 27/02/09 - Australian Round ------------------- 24/01/09 - Portimao Test ------------------- 10/12/08 - Kyalami Test ------------------- 31/10/08 - Portuguese Round ------------------- 02/10/08 - French Round ------------------- 19/09/08 - Italian Round 2 ------------------- 07/09/08 - European Round ------------------- 03/08/08 - UK Round ------------------- 20/07/08 - Czech Republic Round ------------------- 29/06/08 - San Marino Round ------------------- 15/06/08 - German Round ------------------- 01/06/08 - USA Round ------------------- 11/05/08 - Italian Round ------------------- 27/04/08 - Dutch Round ------------------- 06/04/08 - Spanish Round ------------------- 02/03/08 - Australian Round ----------