Tarih tekerrür etsin!


Geçen hafta uluslararası ilişkiler dersini anlatan profesör, değişik akımların tarihi irdeleyişlerini anlatırken çevrimsel (cyclic) ve çizgisel (linear) tarih kavramlarından bahsetti. Bu konunun uzmanı değilim ama benim anladığım kadarıyla çizgisel tarihte olayların birbirlerini neden sonuç ilişkisine dayanarak izledikleri ve insanlığın iyiye doğru gittiği varsayılıyor. Çevrimsel tarihte ise iyi ve kötü zamanların döngüsel olarak birbirlerini izledikleri, ve insanlığın dönüp dolaşıp aynı yere geldiği düşünülüyor. Bunları böyle tanımlarken aklım birden basket milli takımımıza gitti. Gerçi milli takımı takip etmeye başlayalı 15 sene falan oldu, öyle uzman da değilim ama bu turnuvadaki performansımız bana 1999 Avrupa Şampiyonası'nı hatırlattı. Görece olarak iyi gidiyorduk, tabii o zamanlar artik birer klasik haline gelmiş olan İtalya mağlubiyetini ve Litvanya'dan fark yiyişimizi saymazsak; ama dediğim gibi bunlar artık klasikleşmiti.

Çeyrek finalde ev sahibi Fransa karşısındaydık. Maç iyi gidiyordu, ama artık hakem mi dersiniz, Fransa'nın ev sahipliği mi yoksa son toptaki beceriksizliğimiz mi, ama madalya şansı kılpayı kaçmıştı işte, aynı Yunanistan maçında olduğu gibi. Ardından klasman maçları ve önce Litvanya'dan, ardından da Almanya'dan (Litvanya tamam da 1999 Almanyası'ndan da yenmez ki 19 sayı fark!!!) toplamda 43 sayı fark yememiz! Bizim takım klasmanda resmen averaj takımı kimliğine bürünüyor. Takımın karakteri belli, bu sene de klasman maçlarında beni şaşırtmadılar.

Neyse, demem odur ki bizim basket takımı kurmaylarımız çevrimsel tarih modelini benimsiyorlar sanırım. Basket takımı bir iyi bir kötü (bu sene aslında gayet iyiyiydik ama olmadı işte). Umarım 99 ardından 2001'de kendi evimizde yakaladığımız başarının bir benzerini 2010'da yine Türkiye'de yakalarız. Yunanistan maçındaki ribaund basiretsizliğini saymazsak (klasman maçları da Türkiye için kesinlikle ölçü değil) ben 2010'dan umutluyum. Ne de olsa artık Litvanya'dan fark yemeyi bıraktık ve İtalya da eski günlerinin çok uzağında.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Adın ne?"

Sex is back in rock and roll!

"Taco" demiştik!