Bir turnuvanın ardından...

Her şeyin güllük gülistanlık gitmesi ve mükemmel bitmesi beklenemezdi, ancak şampiyonluk yarışına bu şekilde veda etmemiz çok kötü oldu. Oyuncuların performansı nasıl olursa olsun hakemlerin verdiği anlaşılmaz kararlar ve maçın sonunda Yunanistan'a lütfettikleri 4.4 saniye aslında maçın o anda bitmesine neden oldu. Yine de maçı uzatmaya götürebildik. Uzatmalarda ise oyuncuların "saçmalıkları" devreyre girince maçı ve yarı final şansını kaybettik. Takım olarak savunmayı iyi yapmış olsak da reboundlardaki "rezalet" performansımız da bu yenilgide önemli rol oynadı.
Belki bizleri teselli edebilecek bir maç olan Fransa maçı ise tam bir fiyaskoydu. İki yarıda iki farklı milli takım izledik. 19 sayılık avantajı koruyamayıp bir de üstüne 12 sayı fark yedik. Yorgunluk, sakatlıklar, hakemler ... Maçın kaybedilmesine bahane çok ama bir takım bu kadar ani düşemez oyundan. Sonuçta klasman maçı da olsa tek maçımız kaldı, turnuvayı 7. ve ya 8. bitireceğiz. Bunun hakettiğimiz bir sonuç olduğunu düşünmüyorum.
Maçların değerlendirmesinden ziyade dikkatimi çeken bir kaç şeyden bahsetmek isterim.
Maçları izlerken en çok duyduğum cümle "Hidayet'i de devreye sokabilirsek maçı koparırız" oldu. Hidayet'ten hep çok şey bekledik, beklemeye de devam ediyoruz. Ancak halen bir ağırlık koyabilmiş değil (hücumda). Üstelik etkili olmaya çalışırken birçok top kaptırıp (maç başına 2.8 top kaybı), ki çoğu kritik anlarda, takımı zor durumda bıraktı. NBA' de sezon boyunca tuttruduğu istatistiğin yarısını şu turnuvada yapabilse çok farklı olabilirdi her şey.
Turnuvada Ömer Aşık'tan çok şey bekliyordum. Çok kötü bir Litvanya maçından sonra toparladı ve takımın etkili isimlerinden biri oldu. Beklemediğim şey Ömer'in bu kadar kötü (kötü yetersiz bir derecelendirme) serbest atış kullanmasıydı. Bir basketbol oyuncusu %24 ile serbest atış kullanıyorsa bir sorun vardır. Artık sabahlara kadar serbest atış mı çalışır bilmem ama Ömer' in bu yüzdeyi en azından ikiye katlaması lazım.
Fransa maçında Ersan'ın olmaması nedeniyle Barış Hersek oyunda fazlasıyla vakit aldı. Önceki maçlarda çok az oynama şansı bulduğundan hakkında herhangi bir yorum yapamadık. Ümit takımın yıldız oyuncusu henüz milli takımda oynayabilecek düzeyde değil. Şu an hala "Allah bir boy vermiş..." düzeyinde basketbol oynuyor. Bir de top sektirirken kolunu çok açık tutuyor ki bu basketbolu yeni öğrenmeye başlayan 40 yaşındaki Kemal Amca'nın top sektirişine benziyor. Bunu söylemek zoruma gidiyor ancak Barış'ın kestiği Fatih Solak bu takıma daha fazla katkı yapardı. En azından birkaç blok yapabilirdi.

Yorumlar

Serhat S Bucak dedi ki…
6. oldugumuz 2006 dunya kupasını bir kenara bırakırsak ki madalya sansini yitirdigimizmaci kaybedecegimiz bastan belliydi, Turk milli takimi basabas giden bir maci kaybetmesinin ardindan klasman maclarinda resmen dokuluyor. Fizksel yorgunluk vb de etkindir tamam ama bence asil sorun kafalrda.

Bir baska nokta da NBA'de cok iyi bir sezon geciren oyuncularimiz (gerci Hido ve Memo oluyor bunlar) o sezonun sonunda milli turnuvada resmen dokuluyorlar.

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Adın ne?"

Sex is back in rock and roll!

"Taco" demiştik!