Sofuoğulları


Sakarya şehir merkezinin dışarıya açılan en eski yolu üzerinde bir TEK yokuşu vardır. Bu yokuş sayesinde şehire hızlı girer ama yavaş çıkarsınız. TEK yokuşundan yavaş yavaş çıkarken sağ tarafta Sofuoğlu ailesine ait bir motosiklet dükkanı göze çarpar. Evet, tahmin ettiğiniz Sofuoğlu ailesi! Bu aile cocuklarına adamıştır kendini. Ne yazık ki en büyük acılarını da çocukları yüzünden yaşamışlardır.
Bahattin, Sinan ve Kenan kardeşlerin en büyük sevdasıdır motosikletler. Büyük zorluklarla katıldıkları yarışlar, alınan dereceler ve sonrasında kazanılan şampiyonluklar. Herşey yoluna girmek üzereyken talihsiz kazalar sonucunda kaybedilen iki hayat; Bahattin (2002), Sinan (2008).
Abilerinin yolundan ilerleryen en küçük kardeş Kenan ise 2007'de Dünya Supersport Sampiyonu olup, abilerinden farklı olarak en büyük mutluluğu yaşatır ailesine. (Yanlış anlaşılmasın abileri de mutlu etmiştir, ama kanımca en büyük mutluluk budur.) Yazıldığı ve ya okunduğu gibi kolay gelmemiştir ancak bu şampiyonluk. Klasik deyişle "Anlatsam roman olur, film olur, seri şeklinde hemde 1,2,3... (Şimdilik 3!)"
Peki Kenan nasıl Dünya Supersport Şampiyonu olmuştur?
Kenan bir röportajda, Türkiye'de kazandığı 500 üzerinde kupadan sonra,"Türkiye’de motor sporlarının durumu iyi değil. Bu iş sponsorsuz olmuyor. Alttan yetişen yeni nesil yok. Burada bize rakip yok. Bilgiyi tecrübe ile desteklemek lazım. En büyük isteğimiz Avrupa Şampiyonası’na katılmak. Bunun için maddi desteğe ihtiyacımız var" der.
Yine kimsenin dikkatini çekemez Kenan, hala bir sponsoru yoktur. Baba yüreği işte yine dayanamaz, Kenan'ı Avrupa'ya yollayabilmek için dükkanindaki bütün motosikletleri satıp 50 bin Avro toplar. Kenan yurtdışında katıldığı yarışlarda da başarılı dereceler alır. Ancak ailesinin maddi imkanlarının da artık yetmediğini görünce 1 yil yarislara katildiktan sonra Türkiye'ye dönmeye karar verir. Kenan'ın bu başarısını gören Yamaha Almanya fabrikası Kenan'a kendi adlarına yarışması taktirde masraflarını karşılama teklifinde bulunur. Bu noktadan sonra Kenan Almanya lisansı ile Yamaha Almanya Fabrikası adına yarışmaya başlar. Sahip olduğu yetenek ve azimden sonra maddi imkanlara da kavuşan Kenan'ın önü açılmıştır artık. Her sene katlanan performansı onu görülmemiş bir başarıyla (8 yarış galibiyeti, en yakın rakibini puan olarak ikiye katlamak) 2007 yılı Dünya Supersport Şampiyonu yapar.
Bu kadar başarılı bir insan bu derece yalnız bırakıldığında insan merak ediyor Türk markaları, medyası, federasyon ne işe yarar diye. Şu işe yarar; Türk sponsorlar Jason'a yüzbinlerce dolar ölü yatırımlar yapar, keşke Kenan'a da yapabilselerdi; Türk medyası Jason'a, Can Artam'a F1 de geleceğin pilotu ilgisini gösterir, keşke aynı ilgiyi Kenan'a gösterebilselerdi; TOMSFED motorsporlarını 4 tekerlekten ibaret sanar, keşke sanmasaydı (Türkiye Motosiklet Federasyonu nihayet kuruldu da buna gerek kalmadı). Motorsporlarının bunca yıllık tarihinde Türkiye'nin ismini en çok duyuran (belki de tek duyurabilen) sporcuyu görmezden gelmesinler.
Dilerim artık birşeyler değişir, Kenan'ı da MotoGP'lerde izleyebiliriz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Adın ne?"

Skibbe!