Bordeaux (0) - Galatasaray (0)

Skibbe'nin çıkardığı kadro ve oynattığı sistem eğer Galatasaray'ın mağlubiyetine yol açsaydı çok ağır bir eleştiri bombardımanına tutulacaktı. Belki sadece biz değil, yönetim de ağır bir şekilde eleştirecekti ve dönüşte Skibbe'yi Almanya semalarına salıvereceklerdi!
Açık konuşmak gerekirse, bu maça hazır olmayan bir Kewell ve 3-5-2 ile çıkmanın intihar olacağını ben de düşünüyordum. Çok duyarız "Bu aslında 180 dakikalık bir maç" sözünü,ancak bu maç 90 dakikada biteceğe benziyordu. Skibbe'nin amacının orta sahayı kalabalık tutmak ve ileride top tutabilmek oldugu anlaşılıyordu ancak kanatları çok iyi kullanan ve ikişer kanatla oyanayan bir takıma karşı bu sistemle sahaya çıkmak ipleri rakip takıma vermekten başka bir şey değildi.
Maçı özetleyecek olursak. Zaman zaman her iki takım da etkili oldu, birkaç tartışmalı karar olsa da hakemler maçı iyi idare etti denilebilir. Sisteme alışık olmayan Galatasaray oyuncuları biraz şanslarının yardımıyla biraz da hırslarıyla deplasmanda mağlup olmadan İstanbul'a dönüyorlar. Maçta dikkat çeken veya göze batan bir adam olduğunu söylemek zor. Çok zorlayacak olursak, Mehmet Topal'ın takıma katkısı biraz daha fazlaydı diyebiliriz. Maçın skorunun, oynanan oyuna bakılacak olursa adil olduğunu düşünüyorum. Maçın 180 dakika olduğunu bir defa daha görmüş olduk!
Bir şeye değinmeden geçemeyeceğim. Öğlen vakitlerinde LigTv'deki Futbol Gündemi programında Şansal Büyüka "Bu Chamakh, ne kadar yan top varsa hepsine kafa vuruyor arkadaş. Rahatsız ediyor beni!" demişti. Maçın henüz ilk dakikalarında Chamakh'ın vurduğu kafa direkten dönünce, tüylerim ürperdi!
Skibbe bir süre daha Florya'da konaklayacağa benziyor. Ali Sami Yen'deki maçta bizi neler bekliyor çok merak ediyorum!
Unutmadan, "Biz bu maçı önemsemiyoruz ki!" numarası artık bayatladı be! Yeter artık Blanc Hocam, başka numaralarla gel!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Adın ne?"

Sex is back in rock and roll!

"Taco" demiştik!